4 Haziran 2013 Salı

Gezi Parki

Son gunlerde ulkemizde gelisen olaylari sosyal medya ve yabanci basin araciligiyla takip ediyorum, yuregim yangin yeri. Gelinen durum uzun suredir devam eden dayatmalarin bir sonucu. Hicbir partiye sempati beslemiyorum ve bugune kadar oylarimi da ise yarayacagina inanmadan verdim.

Ben neler gordum;
  • Istediginde otobusun rengine bile halkin tercihiyle karar veren bir yonetimin yasam alanlari ve yasam sekline kendi cikarlari dogrultusunca karar verdigini,
  • Agacini, yasam alanini savunmak icin pasif tepki gosterek, sadece sukunet icinde protesto eden insanlara nasil saldirildigini,
  • Demokratik haklarini savunan insanlara uygulanan orantisiz ve gereksiz guce sahit olan herkesin din, dil, irk, takim, parti, sentika vb. ayrimi gozetmeden dayanismasini,
  • Tek gorevi objektif bicimde bilgi vermek olan basin yayin kuruluslarinin icler acisi yanli tutumunu,
  • Yurt disinda yasayan bir Turk olarak kendi ulkemdeki haberleri yabanci basindan takip etmenin utancini,
  • Apolitiklik ve tepkisizlikle suclanan genclerin hak ve ozgurlukleri icin birlik ve beraberliklerini,
  • Cok kucuk bir tepkinin kibir, ofke, tahrik ve tehditle ulke boyutunda bir kaosa nasil cevrildigini,
  • Bir ozrun kiymetini ve buyuklugunu,
  • Yoneticilerin kriz yonetiminden bihaber ve cok ciddi uslup sorunu oldugunu,
  • Firsatcilarin her durumu ve kosulu kullanmaya calistigini,
  • Amaci sadece kaos yaratip hakliyi haksiz duruma dusurmeye gayret eden ve bu sebeple evlere, araclara zarar veren provakotorleri ve verilen zararlari yok etmek icin copunu toplayan, duvarlari boyayan eylemcileri,
  • Mesleklerinin verdigi yetkiyi cok yanlis kullanip, "EMIR" kelimesi altina siginan, siddet uygulamak icin bahane arayan polisi (gorevini hakkiyla ve vicdaniyla yapanlari tenzih ederim.),
  • Insan insana bunu yapar mi hallerini,
  • Sosyal olaylar konusunda cok hassas olmasina ragmen olaylarin 3. gununde aradigim ve sosyal medya kullanmadigi icin olaylardan bihaber annemi,
  • Sosyal medyanin gucunu,
  • Bakmakla gormenin farkini,
  • Yillardir zorla kafalara yerlestirilmeye calisilan "OTEKI"nin aslinda hic olmadigini,
  • En zor durumlarda bile espri anlayisini kaybetmemeyi,
  • Yardimlasmayi, cesareti, dayanikliligi ve dayanismayi gordum.
Ben gerceklerin degil sadece istenilenlerin gosterildigi, ozgurluklerin degil baski ve korkunun hukum surdugu, Istiklal Marsi'nin - Ataturk'un - Turk Bayragi'nin - milli bayramlarin neredeyse yasak oldugu, kriz aninda yoneticisi tarafindan terkedilen, yarinlarina kaygi ile bakan bir ulkenin vatandasi olmak istemiyorum. Rahat birakin herkesi, bu nefrete bir son verin, vazgecin bu dayatmalardan, kendinden olmayani yok saymaktan. Kardesce, insanca, huzurlu, guvenli, ozgur, kisilik haklarina saygili bir yonetim istiyorum ve bu mubarek gunde bunun icin dua ediyorum.

Ogrencisi, ogretmeni, doktoru, iscisi, emeklisi, patronu, bakkali, kasabi, yoneticisi, ev hanimi, politikacisi...Kim bu ulkenin aydinlik gelecegi icin en kucuk bir caba sarfettiyse ve sarfediyorsa onlarin onunde saygiyla egiliyorum, hakkinizi helal edin.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Tarhune Orchards Farm

Beni en cok sasirtan ve sevindiren seylerden biri de burada bolca bulunan ciftlikler olmustu. Etrafa biraz alismaya basladiktan sonra sehir merkezinin yakinlarini kesfetmeye basladik. Ben de esim de cok severiz bilmedigimiz yerlerde kaybolmayi, biliriz ki cogu zaman bu durum bize suprizler getirir. Yalniz burada kaybolurken navigasyonun yanimizda olmasina dikkat ediyoruz :) Cok genis bi alan oldugu icin eve donmek cook uzun zaman almasin diye.



Boyle bilincli kaybolma gezilerinde kucuk tabelalarda "farm" yazilarini gorsem de sehirle bu kadar ic ice alanlarda tarim ve ilk elden satisi yapilacagi bana pek olasi gelmemisti. Sonra tabelalara dikkatli bakinca cogunun belirli gunlerde satis yaptigini hatta isterseniz kendi urununuzu toplamaniza izin verdigini farkettik. Istanbul'dan gelmis saskin sehirliler olarak buna nasil sevindik anlatamam. Cunku beton dolu hayatimizda balkonumuzdaki nane, maydonozla dindirmeye calisirdik o dogal, taze urun ozlemini. Cok istemisiz buna kavusmayi demek ki :)



Simdi evimin yakinlarinda birkac tane ciftlik var. Mumkun oldugu kadar sebze, meyve ve tavuk alisverisimi oralardan yapmaya calisiyorum. Zaman zaman elmayi, biberi, cilegi, naneyi dalindan topluyorum. Topraga dokunuyorum, dallardaki mucizelere sukrediyorum. 





Fotograflar Tarhune Orchards Farm'a ait. Benim en sevdigim ciftlik. Arazilerinde sebze-meyvenin yani sira bircok hayvan da var, ozellikle cocuklarla ziyaret etmesi cok keyifli. Kediler, kopekler, tavuklar, tavsanlar, keciler, esekler, atlar, domuzlar, bildircinlar... Ayni zamanda yazin soguk, kisin sicak ve baharatli  taze elma suyu da benim favorim. Hava da guzelse, yanimda da sevdiklerim varsa degmeyin keyfime :)

Daha detayli bilgi icin tik tik

Keyifli Pazarlar.

24 Mayıs 2013 Cuma

Hem Korkuyorum Hem Seviyorum

Bisiklete binmeyi cok seviyorum ama son zamanlarda kazlar yuzunden korkarak gider olmustum.  Yumurtalarinin ustunde disi kus kulucka beklerken erkek olan da onu koruma gorevini ustleniyor. Kendince tehlikeli oldugunu dusundugu herseye karsi saldirganlasiyor, anliyorum mazeretiniz var, asabisiniz siz ama yapmayin etmeyin, sakin sakin gelene gecene de karismayin :)  Hayvanlardan genelde korkmama ragmen tislamalarindan, uzerime yurumelerinden artik korkar hale geldim. Kanal yolu da benim en sevdigim bisiklet ve yuruyus yolu ama tahmin edeceginizden coooook daha fazla kaz oldugu icin tehlikeli bir hal almisti. Ne yapar ki yahu abartiyorsun diyenler icin gelsin :)


Bu videoda ortada yumurta yada yavru yok gordugunuz gibi ama adama takti kafayi, isirmadan rahat edemeyecek :) Iste bu psikopatin bi de yavrulu halini dusunun :)
Neyse ki guzel haber yavrular yumurtalardan cikti :) Kazlar yavrularina yaklasmadikca artik daha sakinler. Uzaktan izlemesi de oyle keyifli ki, anne, baba ve yavrular hepberaber mutlu mesut geziyorlar. Ben de bol bol fotograflarini cekiyorum.



Sevgiler

Kurulsun Sofralar Agirlansin Dostlar

Ozenle hazirlanmis, icinde emegin de tadi olan sofralari hem kurmayi hem de agirlanmayi cok severim. Yavas yavas keyifle yenen yemekler, o guzel lezzetlere eslik eden sohbetler,anilar, kahkahalar cok kiymetlidir benim icin. Dostlarimiz da sagolsunlar bizi yalniz birakmazlar sik sik eslik ederler masamiza, Istanbul'daki kadar sik olmasa da burada da severek cok misafir agirliyorum, son dakika telaslarina, yemeklerin begenilmesiyle gunun yorgunlugunun unutulmasina bayiliyorum. Son gunlerde hazirladigim masalardan aklima gelirse cektigim birkac kare, ne yazik ki o hazirlik kosusturmasinda genellikle fotograf cekmeyi masayi toplarken anca hatirliyorum :( Tadi damakta, keyfi hafizalarda kalsin o yeter :)






Son iki karede sabah tuttugumuz aksam eve gelip hemen pisirdigimiz taze baliklar.

Sevdiklerinizle, hos sohbetli sofralar dilerim.

Sevgiler.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Atlantic City

New Jersey sinirlari icinde bulunan Atlantic City, Amerika'nin dogu yakasinin kumarhane ve eglence merkezi.  Ozellikle New York ve New Jersey'den cok sayida insan hafta sonunu gecirmek icin burayi  tercih ediyor. Ayni zamanda uzun sahili, boardwalk'u (ahsap yuruyus yolu) ve outletleriyle de unlu. 


Casinolar surekli musteri saglayabilmek, daha cok zaman ve para harcanmasi icin surekli promosyon yapiyorlar. Duzenli musterilerine ucretsiz konaklama, park/ vale ve yeme- icme hizmeti sunuyorlar. Bu sayede malesef insanlar saatlerini hatta gunlerini otelden adim atmadan, kumarhanelerde geciriyor. Ilk gittigimde beni en cok sasirtan oynayanlarin yas ortalamasinin yuksekligi ve gozle gorulur mutsuzluk olmustu. isiltili goruntusu ne kadar goz boyasa da ben o ortamin enerjisine ancak kisa sure tahammul edebiliyorum.Anlik heyecanlarin disinda genelde insanlarda yalniz ve mutsuz bir hal var bence. Kumarhaneleri hic sevmiyorum ama insanlarin tepkilerini izlemeyi seviyorum. Bazen hallerine bakip kafamdan senaryolar yazdigim da dogrudur.

 
Atlantic City'e gelirseniz sahile paralel boardwalk'da yuruyebilir, bisiklete binebilir,


Rolling chair ile gezebilir,


Outletlerinden uygun fiyata kaliteli alisveris yapabilir,


Sahilde zaman gecirebilir,


Lunaparka gidebilir,


Deniz kenarinda bulunan alisveris merkezini gezebilir, en ust katindan ve terasindan deniz manzarasinin tadini cikarabilirsiniz. Ayni zamanda oteller de sadece kumarhane hizmeti vermiyor, bunun yanisira cok guzel restoranlari, kafeleri ve dukkanlari da bunyelerinde barindiriyorlar. Keyifli gezmeler :)

Sevgiler

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Dostlar Gelmis, Hos Gelmis


Son gunlerde bizim evde bir yogunluk, bir telas... Istanbul'dan arkadaslarimiz geldi, bol programli dolu dolu bir tatil gecirebilmeleri ve buradan guzel anilarla ayrilabilmeleri icin elimizden geldigince agirlamaya calisiyoruz. Farkli bir ulke, farkli bir kultur, yabanci bir dil ve toplu tasimanin olmamasi nedeniyle bize cok is dusuyor. Bu yuzden cok fazla yazamadim ve takip ettigim bloglari da okuyamadim.

Simdi son gunlerin telasini yasiyoruz, havalar guzel, yapilacaklar listesi genis, denenecek tatlar listesi uzun, zaman dar.Hem New York hem de New Jersey'de yapilacak cok sey var. Cok keyifli gunler gecirdik, gezmekten yorulduk, gulmekten gozlerimiz yasardi, anilar ortaya dokuldu, gundem masaya yatirildi ve gururla soyluyorum ki ben haric herkes yemekten catladi :) Itiraf ediyorum 15 gunde sadece bir gun sapittim, onun disinda gercekten cok istikrarliydim, arkadaslarim ilk geldiginde dikkatli beslendigimi, birsey yemek istemedigimde israr etmemelerini rica ettim, onlar da destek oldular sagolsunlar gozumun onunde dunyalari yiyerek :) Buralara kadar gelip de bazi lezzetleri denemeden donmek olmazdi tabi. Bu cilgin yemek anlarinda ben hep kendime bu tatlari bildigimi, daha once denedigimi hatirlattim ve daha saglikli secimler yaptim yihhhuuuuu!!!

Yapilacaklar listesinde son maddeler bekler bizi, sonra da huzunlu vedalasma ama ortak hafizalarda biriken bir suru guzel ani, hayat sevdiklerinle guzel la la la laaaaa laaa laaaaa :) Herkesin ayni catiyi keyifle paylasacak dostlari olmasini dilerim.

Sevgiler





2 Mayıs 2013 Perşembe

Limonata

Hayal edin soyle hafiften gunes vuruyor, yumusacik da bir meltem esiyor, ferah tertemiz bir hava, mis gibi yasemin kokulari, eee hayal bu ya bi de deniz kenari olsun...Masada da da ev yapimi naneli bir limonata ve hos sohbet :)
Bence mutluluk...


Limonata

110 gr toz seker
1 lt. su
3-4 dal taze nane
2 adet limon
Yesil elma ve limon dilimleri (servis icin)

Kucuk bir tencereye 500 ml. suyu koyup orta ateste eriyene kadar isitin. Tencerenin altini kapatip naneyi ve rendelenmis limon kabugunu uzerine ekleyin. Surubu bu sekilde sogutun.
Soguyan surubun icine 2 limonun suyunu ekleyin. Tum karisimi suzgecten gecirin ve uzerine kalan 500 ml. suyu ekleyip karistirin.Buzdolabina kaldirin.
Bardaklarin icine buz, ince dilimlenmis elma, limon dilimleri ve birkac yaprak nane ekleyerek servis edin.

Benim uzun zamandir severek yaptigim bir tarif , icen herkesin de sevdigi bir tat. Hatta bazi arkadaslarim gelmeden siparis eder. Sicak havalarda deneyip kendinizi simartmanizi tavsiye ederim. Afiyet olsun.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Unutmamali!


Her sabah 86.400 doların yatırıldığı bir banka hesabınız olduğunu düşünün. Ama bu, bir sonraki güne aktarılmıyor olsun. Bir başka deyişle, her akşam hesabınız sıfırlansın. Ne yapardınız? Her gün, hesabınızdaki parayı son kuruşuna kadar çekerdiniz değil mi? 
İşte her birimiz "zaman" isimli böyle bir banka hesabına sahibiz. Her sabah bize 86.400 saniye verilir. Her gece bize verilen bu zamanın iyiye kullanmadığımız kısmı hesabımızdan silinir. Dünden kalan, kullanılmamış zamanı yarına aktarmaz. Yarınınkinden kullanmamıza da bugünden izin vermez. Her gün yeni bir hesap açar bizim için, her gece tekrar siler boşa geçen saniyelerimizi. Günlük hakkın kullanımında başarısız olunursa, "kayıp" sadece o başarısız kişiye/kişilere aittir. 

Bu işin ne geriye dönüşü vardır, ne de ileriden ödünç alması. Bugün sahip olduğumuzla yaşayabiliriz ancak. Öyleyse iyi işler, başarı, mutluluk ve sağlık için kullanalım bu hesabı. Zaman akıp gidiyor… 
Saatimiz sürekli çalışıyor… Sahip olduğumuz "bugünü" değerlendirelim o zaman. Geçmişin elemleri ile elemlenmenin, gelecek endişesi ile hayatı zehir etmenin anlamı ne? 
Madem zaman bu kadar önemli, onun her saniyesini bitmez hazinelere çevirelim... Zamanımızı çok "özel" şeyler için harcayalım. Zamanın hiç kimseyi beklemeyeceğini hatırımızdan çıkarmayalım. 

Dün mazide kaldı, yarın ise bilinmezlerle dolu. Bugün ise hesabımızda 86.400 saniyemiz var. Gücümüzü, sabrımızı onu kullanmaya harcayalım, mutlu "yarınlar" için. 

30 Nisan 2013 Salı

Kilo Vermede Etkili Yontemler

Kilolarla bi cok kisi gibi benim de basim dertte :( Su anda son durum geldi bahar aylari, titrer gobek yaglari seklinde :)  Sadece yaz donemi icin degil, yilin tamaminda saglikli beslenmeye ve mumkun oldugu kadar hareketi arttirmaya calisiyorum. Hormonal problemlere bagli metabolizma hizimin oldukca yavas olmasi nedeniyle bu surec benim icin, birlikte yasamayi ogrenmem gereken bir durum. Ama demek degil ki bu bahane yuzunden iplerin ucunu birakacagim. Bu bir mucadele ve ben mucadele etmeyi severim.

Herkesin metabolizmasi, yasi, beslenme tarzi, saglik durumu farkli. Bu yuzden beslenme ilgili konularda kesin konusmak cok yaniltici olur. Fakat benim cok arastirdigim bir konudur, bunun egitimini de aldim. Aldigim egitimler ve edindigim tecrubeler sonucunda bana kilo verme konusunda faydali olanlari not etmek istedim. Belki benden baska birilerin de isine yarar.

  • Aksam yemegini erken yeme ve sonrasinda birsey yememe, ozellikle yemek ustune gec saatte yenen meyve kilo alma sebebi 
  • Bol su icme 
  • Kabuk tarcinli ve dilimlenmis limonlu su icme. Bu bende hemde istah kontrolunu sagliyor hemde lezzetini seviyorum. Tarcinin faydalarini okumak isterseniz tik tik
  • Asitli icecekler ve meyve sularindan uzak durma, yenilen kadar icilen seylerinde kalorilerine dikkat etme 
  • Disarda yerken kalori kontrolunun zor olmasi ve hep daha kalorili alternatiflerin cekici oldugu icin mumkun oldugu kadar evde yeme 
  • Evde abur cubur bulundurmama 
  • Alisverise mumkunse tok karnina cikma 
  • Yuruyebilecek her yere yurume, merdivenleri kullanma
  • Meyveninde seker icerdigini bilerek kontrollu tuketme 
  • Tuzu,seker ve unu  mumkun oldugu kadar hayattan cikarma 
  • Cok acikmadan birseyler yeme yani ara ogun 
  • Aynaya bakma, cok cok etkili bi yontem :)
  • Vakit sikintisi varsa ip atlama, merdiven cikma, trambolin, mekik gibi kisa sureli aktiviteler yapma. 5 dakika yapmak bile nabzi yuksektiyor. 
  • Bir davete gideceksem evde saglikli birseyler atistirip cikma boylece orda cok daha az kalorili gidalar tuketme 
  • Tatli krizlerinde elma dilimi ustune tarcin serpip yeme, tarcin kan sekerini duzenledigi icin tatli istegini azaltiyor
  • Sabah kalkinca ve aksam yatarken su icme. Bu kabizlik probleminin tedavi yontemlerinden de biri ayni zamanda
  • D vitaminin kilo verme uzerinde olumlu etkisi oldugu icin gunde 15 dakika gunes gorme, ayni zamanda psikolojik olarak da cok olumlu etkiliyor. (herhangi bir sebepten gunes isigindan surekli mahrum kaliyorsaniz doktor kontrolunde d vitamini takviyesi yararli olabilir)
  • Duzenli kan tahlili yaptirma ve herhangi bir vitamin mineral eksigi var mi takip etme
  • Arkadaslara ve aileye saglikli beslendigini, sagliksiz seyler icin israr edilmemesini rica etme. 
  • Disarda arkadasimlarimla bulusacaksam saglikli alternatifleri de menusunde bulunduran bir yerde randevulasma. 
  • Canim cok tatli istediginde mumkunse bir porsiyonu yanimdakiyle paylasma. Ozellikle evde tatli, hamur isi yapmama. Cunku ikram edildikten sonra kalan malesef size kaliyor. Yapsam da az yapma, kalani buzluga atma hatta bazen gelenlere paket yapip verme
  • Motivasyonumu kaybettigimde yada bir gun ipin ucunu kacirdigimda koyvermeme, bir sonraki ogun kaldigim yerden devam etme. Bir ogun fazla yediysem diger ogunlerde hafif yiyerek dengelemeye calisma. Ama ogun atlamama, cunku bu metabolizmayi yavaslatiyor. 
  • Bir yuruyus yada diyet arkadasiniz edinme
  • Internetteki zayiflama bloglari, oncesi sonrasi resimlerini takip etme
  • Birsey izlerken ne kadar yedigimin farkina varmiyorum bazen o yuzden mumkun oldugu kadar bilgisayar, tv karsisinda bisey yememe, sekersiz cay benim icin en guzeli
  • Diyet iceceklerin kutusunda yazan sifir kalori ibaresine aldanmama.  Icindeki tatlandiricilarin yapay oldugunu unutmama. Detayli bilgi icin tik tik
  • Nefsim yoldan cikmak istediginde bazen cok zor olsada kendime telkinde bulunma, bir anlik keyiften sonra pisman olacaksin, tadini biliyorsun, istedigin kiloda olmak tum yemeklerden daha guzel diyerek kendini ikna etme. Tum telkinler ise yaramadiginda tadina bakma ama illa tabagi yada porsiyonu bitirmeye calismama,. O kaldi atilmasin bu kaldi dokulmesin diye mideme cop kovasi muamelesi yapmama 
  • Mumkun oldugu kadar dogal gidalar tuketme, islenmis gidalardan uzak durma.
  • Paket okuma aliskanligi edinme, icindekiler bolumunde okuyamadigim veya ne oldugunu anlayamadigim seyler varsa uzak durma
  • Sikilmakla acikmanin farkini bilme, susuzlukla aclik duygusu da karisabiliyor. Yanlis alarm durumuysa yani yeni birseyler yendiyse once su icme ve biraz bekleme 
  • Yanimda saglikli ara ogunler bulundurma. Elma, badem, ceviz, sut, meyveli yogurt gibi 
  • Kulaktan dolma aclik diyetletine, zayiflama haplarina, kremlerine, oturdugun yerde kilo verdirecegini vaad eden uyduruk spor aletlerine yuz vermeme 
  • Ac kalip metobolizmayi aclik moduna sokmama 
  • Spor yapmamak icin bahane yaratmama
  • Herkesin metabolizmasinin farkli oldugunu kabullenme, yani arkadasin butun gun abur cubur yiyor ve fit kaliyorsa bu onun sansi. Baskalariyla degil kendinle yarisma.
  • Kendimi ve bedenimi sevme, sahip olduklarima sukretme ama daha iyisi icinde her zaman gayret etme. Olumlu dusunme ve hayatin tadini cikarma :)
Benim ilk aklima gelenler bunlar siz neler yapiyorsunuz?


29 Nisan 2013 Pazartesi

Bugun Ben...

Hafta sonumu cok keyifli gecirmeme ragmen bu sabah kalktigimda ruhum da hava gibi griydi. Gozlerimi actim, perdenin araligindan gokyuzune baktim, hergun civil civil oten kuslarin sesini aradi kulaklarim, cama vuran minik yagmur tikirtilari disinda hic ses yoktu. Bedenim de ruhum da kalkmak istemedi, biraksam kendimi yillarca yatardim sanki o yatakta. Gozlerim acik oylece yattim bi sure, bos bos hicbirsey dusunmeden, aklim hala kuslardaydi. En sevdigim seylerden biri o seslerle gune baslamak, onlar da bu sabah kalkmak istemedi heralde dedim icimden.


Kalktim bir cay koydum, kaynama sesini duymak bile zor geldi, offf kalkip demlemek gerekiyor simdi dedim. Sonra cayimin yaninda bir lokma biseyler atistirip gecistirdim kahvaltiyi, oysa ki en sevdigim ogundu. Hava gittikce karardi, ben gittikce miskinlestim. Sanki ruhum uzulmeye yer ariyordu, durup eski kirginliklarimi hatirlatiyor, kabuk tutmus yaralarimi kasiyordu. Nedensizce mutsuz ve yorgundum. Yapilmasi gerekenleri dusundukce daha da cok yoruluyordum, oturdugum yerde saatle pazarlik yapiyordum, 15 dakika sonra, bucukda kalkicam diye. Bilgisayarin basinda hic ilgimi bile cekmeyen videolar izleyip, sacma sapan yazilar okuyarak epey bir sure gecirdim. 

Yagmur biraz yavaslamisti ama ciselemeye devam ediyordu, balkonun kapisini actim, yuzume nemli bir serinlik carpti. Yesermeye baslayan agaclara bakarak derin bir nefes aldim, topragin kokusu doldu burnuma.Cikip biraz yurumeli dedim kendi kendime, ama icimdeki tembel hemen vazgecirmek icin elinden geleni yapti. Ne isin var bu yagmurda disarda, islanacaksin, usuyeceksin, otur iste evde tertemiz, is cikarma kendine...
Hep genelde sesi kisik olan o huysuz tarafim bugun ipleri eline almisti.


Dinledim onu sakince, beni koruma bahanesiyle siraladigi bahaneleri sabirla dinledim. Icten ice hak da verdim coguna yada belki hak vermek istedim. Sonra ikna etmeye calistim huysuzu, hadi cikalim, usursek doneriz, birkac damlanin ne zarari olacak kurur gecer, acik hava iyi gelecek dedim. Huysuzun hic hosuna gitmedi bu sozler, son care ertele diyordu, sonra cikarsin. Yok dedim, ben cikiyim, bilmiyor musun her yuruyusun sonunda kendimi hep cok daha iyi hissederim. Gonulsuzce sen bilirsin ne yaparsan yap ama hasta edeceksin bizi dedi.

Ustumu giyindim ciktim disari, yuzume vuran minicik tanelerle yurumeye basladim. Once biraz serin geldi, birkac dakikaya isindim, her adimda ferahladim, her adimda huysuzun sesi kisildi. Zamanla kendimi ne kadar cok korumaya basladigimi dusundum, kizdim biraz kendime. Yagmurda oynamanin keyfini ne cabuk unuttun. Yagmurda islanirsin, ruzgar da usursun, kar var kayar dusersin, cok sicak yanarsin... Cocukken de hepsi vardi ama hic umrumda olmazdi, oynamanin onune hicbir bahane gecemezdi. Annemden isitecegimazara ragmen tadini cikarirdim hepsinin. Yeni kararlar aldim yururken her zamanki gibi. Bugunku en onemli karar; hava kosullarini tembellik icin bahane etme oldu.


Yuruyusun sonunda az onceki halimden eser yoktu, beni islatan damlalara bende agaclar, cicekler gibi minnettardim. Saclarim, yuzum, kiyafetlerim islak ama ruhum arinmis ve dingin dondum eve. Sonra bir cay yaptim, demlemeye usenmeden :)