29 Nisan 2013 Pazartesi

Bugun Ben...

Hafta sonumu cok keyifli gecirmeme ragmen bu sabah kalktigimda ruhum da hava gibi griydi. Gozlerimi actim, perdenin araligindan gokyuzune baktim, hergun civil civil oten kuslarin sesini aradi kulaklarim, cama vuran minik yagmur tikirtilari disinda hic ses yoktu. Bedenim de ruhum da kalkmak istemedi, biraksam kendimi yillarca yatardim sanki o yatakta. Gozlerim acik oylece yattim bi sure, bos bos hicbirsey dusunmeden, aklim hala kuslardaydi. En sevdigim seylerden biri o seslerle gune baslamak, onlar da bu sabah kalkmak istemedi heralde dedim icimden.


Kalktim bir cay koydum, kaynama sesini duymak bile zor geldi, offf kalkip demlemek gerekiyor simdi dedim. Sonra cayimin yaninda bir lokma biseyler atistirip gecistirdim kahvaltiyi, oysa ki en sevdigim ogundu. Hava gittikce karardi, ben gittikce miskinlestim. Sanki ruhum uzulmeye yer ariyordu, durup eski kirginliklarimi hatirlatiyor, kabuk tutmus yaralarimi kasiyordu. Nedensizce mutsuz ve yorgundum. Yapilmasi gerekenleri dusundukce daha da cok yoruluyordum, oturdugum yerde saatle pazarlik yapiyordum, 15 dakika sonra, bucukda kalkicam diye. Bilgisayarin basinda hic ilgimi bile cekmeyen videolar izleyip, sacma sapan yazilar okuyarak epey bir sure gecirdim. 

Yagmur biraz yavaslamisti ama ciselemeye devam ediyordu, balkonun kapisini actim, yuzume nemli bir serinlik carpti. Yesermeye baslayan agaclara bakarak derin bir nefes aldim, topragin kokusu doldu burnuma.Cikip biraz yurumeli dedim kendi kendime, ama icimdeki tembel hemen vazgecirmek icin elinden geleni yapti. Ne isin var bu yagmurda disarda, islanacaksin, usuyeceksin, otur iste evde tertemiz, is cikarma kendine...
Hep genelde sesi kisik olan o huysuz tarafim bugun ipleri eline almisti.


Dinledim onu sakince, beni koruma bahanesiyle siraladigi bahaneleri sabirla dinledim. Icten ice hak da verdim coguna yada belki hak vermek istedim. Sonra ikna etmeye calistim huysuzu, hadi cikalim, usursek doneriz, birkac damlanin ne zarari olacak kurur gecer, acik hava iyi gelecek dedim. Huysuzun hic hosuna gitmedi bu sozler, son care ertele diyordu, sonra cikarsin. Yok dedim, ben cikiyim, bilmiyor musun her yuruyusun sonunda kendimi hep cok daha iyi hissederim. Gonulsuzce sen bilirsin ne yaparsan yap ama hasta edeceksin bizi dedi.

Ustumu giyindim ciktim disari, yuzume vuran minicik tanelerle yurumeye basladim. Once biraz serin geldi, birkac dakikaya isindim, her adimda ferahladim, her adimda huysuzun sesi kisildi. Zamanla kendimi ne kadar cok korumaya basladigimi dusundum, kizdim biraz kendime. Yagmurda oynamanin keyfini ne cabuk unuttun. Yagmurda islanirsin, ruzgar da usursun, kar var kayar dusersin, cok sicak yanarsin... Cocukken de hepsi vardi ama hic umrumda olmazdi, oynamanin onune hicbir bahane gecemezdi. Annemden isitecegimazara ragmen tadini cikarirdim hepsinin. Yeni kararlar aldim yururken her zamanki gibi. Bugunku en onemli karar; hava kosullarini tembellik icin bahane etme oldu.


Yuruyusun sonunda az onceki halimden eser yoktu, beni islatan damlalara bende agaclar, cicekler gibi minnettardim. Saclarim, yuzum, kiyafetlerim islak ama ruhum arinmis ve dingin dondum eve. Sonra bir cay yaptim, demlemeye usenmeden :)

4 yorum:

  1. Yağmurda yürümek bana da iyi gelir, kapalı hava içimi açar dışarda olunca.. Ama evde şöyle yumuşak bir battaniye altında oturup yan gözle camdan bakmak da güzeldir hani.. :) Üşengeçlik yapabilmek bir lüks bazen..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onun da tadi baska kesinlikle, onu da ayri severim :)

      Sil