26 Nisan 2013 Cuma

Mahalle Kahvesi

Taksim'de Istiklal Caddesi'nden asagiya yalniz basima avare avare dolastigim bir bahar gunu YKY'den almistim bu kitabi, arkasini bile okumadan sadece adini sevdigimden. Bana nedense Kazdaglari'ndaki Adatepe Koyu'nu ve koyun ortasindaki koy kahvesini hatirlatti. O heybetli cinar agacinin altinda icilen caylara, yenilen gozlemelere, zeytine, peynire, zeytinyagina doyum olmaz. Havasi, manzarasi da ayri guzeldir.
Ne kadar ozledim Kazdaglari'ni, cocuklugum Ege'de gectiginden bende yeri ayridir oralarin.

Birbirinden bagimsiz kisa hikayelerden olusuyor bu kitap, seviyorum boyle kitaplari. Hikayeler yazarin siroz hastaliginin ilerledigi donemlere denk geliyor. Sait Faik'in hikayeleri bende sohbet etme istegi uyandiriyor, o anlattigi kahvedeki masanin yanina bir sandalye cekip oturma istegi yaratiyor sanki. Siradan insanlar, gundelik olaylar ama satir aralarinda derin tespitler... Keyifli okumalar.


2 yorum:

  1. Siz de güzel bahsetmişsiniz ben de kendimi Adatepe' te köyün ortasındaki çınar ağacının altında buldum.
    Kitabı da bir yere not ettim:)

    YanıtlaSil
  2. En kisa zamanda o agacin altinda keyif yaparsiniz umarim :)

    YanıtlaSil